Safran ve Ürünleri Üretimi bir Üretim Projesidir
Tarım, Gıda Kategorisinde yer almakta ve İş Modeli B2B’dir
2111 Yatırımcı Pay Aldı.
323 Nitelikli Yatırımcı Yatırım Yaptı.
Önemli Bilgilendirme:
Safran ve ürünleri projemize dâhil olacak yatırımcı ve paydaşlarımızla birlikte yüksek getirili, büyüme potansiyeli oldukça yüksek safran üretimi yapmak, birlikte kazanılacak sürdürülebilir bir model inşa etmek istiyoruz.
Dünyanın en pahalı baharatı olma unvanı göz önüne alındığında, üreticisine yüksek gelir getiren safranın, yatırımcısına da yüksek gelir getireceği açık ve nettir. Şirket olarak ana hedeflerimizden birisi ülkemizde safran üretim alanlarını genişleterek, ulusal ve uluslararası safran pazarında kaliteli ürünüyle tanınan ve dolayısı ile aranılan bir şirket olmaktır.
Safran, dünyanın en pahalı baharatı / tarım ürünü olarak uluslararası pazarlarda işlem görmesiyle dikkat çekmektedir. Bitkinin değeri, zahmetli elde ediliş sürecinden kaynaklanmakta olup kullanım alanının da çeşitliliği etkili bir diğer husustur. Safran bir baharat bitkisi olması yanı sıra boya bitkisi, ilaç ve kozmetikte kullanılmasıyla çok yönlü bir tarım ürünüdür.
Safran (Crocus sativus L.) hem bitkinin kendisini hem de ticari değere sahip olan stigmaları ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Safran, Iridaceae/Süsengiller familyasından bir tür olup Crocus cinsinin Türkiye’de 18 tanesi endemik olmak üzere toplam 32 türü bulunmaktadır. Bazı türlerin ise 2 ila 10 arasında da alttürü vardır. Eskişehir Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün araştırmaları sonucunda Türkiye’nin tek tescilli safran çeşidi (Karaaslan) üretilmiştir.
Safran türlü özellikleri nedeniyle tek bir kategoride değerlendirilemeyecek bir bitkidir. Buna göre bitkiyi hem tıbbi – aromatik bitkiler içerisinde hem tıp ve kozmetik sektöründe hem de boya bitkileri içerisinde değerlendirmek mümkündür.
Safran, toprak üstü tek yıllık, toprak altı ise çok yıllık bir bitkidir. Toprak altı kısmındaki bölüm ise esasında her bir korm / soğan 1 yıllık olup bu soğanın verdiği yavrularla (kormel) devamlılık sergiler. Bitki çiçek açıp gelecek yılın soğanını verdikten sonra toprak üstü kısmı kurur. Bitkinin kormları yani soğan olarak da adlandırılan kısmı açık kahverengi, dış kısmı ipliksi bir kabukla kaplı / saçaklı bir yapıda, 2 – 15 cm. arasında değişik boyutlarda olan bir yapıdadır. Safran, kısır olduğundan tohumlarla değil, kormlar ya da yaygın olarak kullanıldığı ifadeyle soğanlarla çoğaltılır. Aynı zamanda safran ziraatının en önemli girdisini de soğan tedariki oluşturmaktadır. Bir safran soğanından iriliğine bağlı olarak yılda 3 ila 5 arasında, 3 yıllık süreçte ise ortalama 7-10 kadar yavru soğan elde edilebilmektedir. Yavru soğanlar yaz devresi sonrasında elde edilir.
Soğanların iriliğine göre değişmekle beraber dekara 100-150 kg kadar safran soğanı dikilir. Hazırlığı iyi yapılmış bir arazide sağlıklı soğanlarla yaklaşık 3-5 yıl boyunca verimli bir şekilde safran hasadı yapmak mümkündür. Ekim ayının ortalarından Kasım ayının ilk yarısına kadar bitki çiçek açmaya başlar ve çiçeklenme döneminde sulama yapılmaz. Bu aşamada safran hasadına başlanır.
Safranın, saçak köklü olan soğanı, iriliğine bağlı olarak değişmekle beraber 1 ila 12 arasında değişen sayıda çiçek verebilmektedir. Bitkinin 6 adet taç yapraklı, eflatun renkli çiçekleri vardır. Bazı çiçeklerde beyaz veya kırmızı ince şeritler bulunabilmektedir. Safranın yaprakları 20–30 cm boyunda olmakla birlikte bu yapraklar 50 santimetreye kadar uzayabilmektedir. Dişi organ olan kırmızı stigmalar ve safran soğanı asıl ekonomik değeri oluşturan kısımdır. Sarı renkteki erkek organların (stamen) pazar değeri düşük olsa da üreticiye yan bir gelir sağlamaktadır.
Safran yetiştiriciliği için yarı-kurak iklim oldukça idealdir. Safran için yağışlı bir ilkbahar devresi ile sıcak ve de çok az yağışlı (hatta kuru) bir yaz devresi oldukça önemlidir. Özellikle çiçeklenme döneminde kuru ve güneşli havalar safran için istenilen bir özelliktir. Bitki, yazın uyku dönemine girer, asıl gelişme devresi ise sonbahardır. Esasında geniş bir sıcaklık aralığına tolerans gösterebilen bir bitki olan safran, maksimum 40°– 45°C ile minimum -15° ila 18°C’ye kadar dayanabilmektedir. Bitkinin çiçeklenmesi için ise optimum sıcaklık isteği 17°C’dir. Safran yaşamsal bakımdan dona karşı dayanıklıdır.
Yağış isteği bakımından yıllık 300 mm.’lik yağış yeterlidir. Nitekim safran su isteği fazla olmayan bir bitki olması nedeniyle de ayrıca kuru tarım uygulamalarında çiftçiler için cazip bir tarım ürünüdür. İspanya (Sardunya)’da 400 mm., Yeni Zelanda’da 300 – 400 mm., Safranbolu’da 450 – 470 mm., Yunanistan’da 500 mm. ve İtalya (Navelli Yaylası)’da 700 mm. yağışlı koşullarda çoğu zaman sulama yapılmadan başarılı bir şekilde ziraatı yapılabilmektedir. Bununla birlikte Keşmir’de yağışın 1000 – 1500 mm.’yi bulduğu yerlerde de başarılı bir şekilde yetiştirilmektedir.
Safran üretimi için, organik maddece ve kalsiyum açısından zengin, kumlu – tınlı topraklar oldukça idealdir. Safran için toprak drenajının iyi olması da ayrıca önemlidir. Toprak pH değeri ise 7 – 7.5 civarında olmalıdır. Safran yetiştirilecek arazinin bir sene önce nadasa bırakılmış olması, yabancı otlardan bütünüyle temizlenmiş hale getirilmesi verim ve zaman tasarrufu açısından çok önemlidir. Safran ziraatında en yaygın ve ideal bitki besleme organik gübreyle yapılmaktadır.
Safran için ziraat takvimine baktığımızda Eskişehir için Ağustos ayında soğanların dikimi yapılır. İlk yıl Ekim ayından itibaren safran çiçek açmaya başlar, Kasım ayının 3. haftasına kadar devam eder. Safran hasadı 2 aşamalı olup ilkinde çiçeklerin toplanması, ikincisinde de stigmaların ayıklanması şeklinde işlem tamamlanır. Hasat süresi ortalama 30-45 gün sürmekle beraber daha da uzayabilmektedir.
Çiçeklerin toplanmasından sonraki stigma ayıklama süreci faaliyetin bir diğer uzun soluklu ve de zahmetli sürecidir. Safranın stigma / tepecik kısmındaki 3 parçadan oluşan organı yüksek ticari değere sahip kısmını oluşturmaktadır. Çiçeklerden stigmalar çok hassas bir şekilde ayrılmalıdır. Ayırma işlemi kırmızı (Dişi) ve sarı (Erkek) renkli olacak şekilde gerçekleşir.
3. Yılın sonunda Mayıs ayı itibariyle toprak üstü kısmı kuruyan safranların Mayıs sonu – Haziran başı gibi soğan sökümü yapılır. Yaz devresi bitki için durgunluk (dormansi) devresidir. Soğanların bu durgunluk devresi süresince temizlenmiş, hasta ve yaralı olanların ayıklanmış bir şekilde, serin, rutubetsiz ve üst üste yığılmadan uygun bir ortamda Eylül ayına kadar muhafaza edilebilir. Soğanların sağlıklı şartlarda muhafaza edilmesi önemli bir husustur. Aksi durumda ülkemizde de görülen soğan bulma güçlükleri ile karşılaşılmaktadır. Eylül ayında uyanmaya başlayacağı için dikimi geciktirilmeden, en geç Ağustos ayının ikinci yarısı dikimleri yapılmalıdır.
Safran hasadında bir safran çiçeğinden 4 farklı bölümün hasadı yapılır. Bunlar:
Eskişehir’de 10 dekarlık alanda safran üretimi yapan ekip üyelerimizin bu proje ile en büyük hedefi; safran ve ürünleri üretimini, üretimi hakkında bilinç ve bilgi oluşturmayı, Ar-Ge çalışmaları sonucunda oluşacak katma değerli ürünler için hammadde üretmeyi yatırımcılarımızla birlikte hayata geçirmektir.
Ülkemizin en büyük safran tarlasını kurmayı hedefleyen girişim ekibinin safran yetiştiriciliği ve organik gübre konusunda ulusal ve uluslararası alanda onlarca makale ve yayınları bulunmaktadır. Hali hazırda Safranbolu’da ve farklı şehirlerde safran üretiminin yaygınlaştırılması amacıyla faaliyetler de bulunan üyelerimizin olağanüstü gayretleriyle bu anlamda ülkemiz genelinde safran ve aromatik bitki yetiştiriciliği belirli bir aşamaya gelmeye başlamıştır.
Projenin fonlanması durumunda kısa sürede yurt dışına dünya standartlarına uygun safran ihraç etmeyi hedefleyen şirketin, uzun vadeli hedeflerinden birisi de safran üretimi ve hasadı ile ilgili Ar-Ge çalışmalarına hız vererek dünya piyasasında safran üretimi yapan rakiplerin önüne geçilmesidir. İlerleyen yıllarda kurulacak girişim şirketi bünyesinde tarladan rafa kadar tüm süreçlerde Ar-Ge çalışmaları yapılması planlanmaktadır.
Bu tarımsal üretim sonucunda Saffon-A şirketinin hedefi 5 yıl sonunda gerek ürün kalitesi gerekse farklı pazarlama teknikleriyle dünya pazarının aranılan şirketlerinden birisi olmaktır. Ülkemizde, son yıllarda üretimi yapılmak istenen bitkilerin başında safran gelmektedir. Safranın kullanım alanının her geçen gün yaygınlaşması safrana olan talebi arttırmıştır. Buna ilaveten Türkiye’de safran üretiminde ilk adım olan uygun kalibre ve kalite de safran soğanı (tohumluk) bulunamamaktadır.
Eskişehir’de 100 dekar alanda safran üretimi yapılması planlanan proje ile safran soğanı ihtiyacı da karşılanmasına katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda Eskişehir’de faaliyet gösteren Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün geliştirdiği ve Türkiye’nin tek tescilli safran çeşidi olan Karaarslan’ın yaygınlaştırılması sağlanacaktır.
Safran üretim projesi ile küresel ısınmanın etkilerinin hissedildiği ülkemizde çiftçilerimize susuz tarım (safran yetiştirilmesi esnasında dikimde verilen can suyundan başka su verilmemektedir) hakkında rol modellik üstlenilecektir.
Safran ve ürünleri üretimi proje kapsamında üretim, pazarlama ve paketleme konularında yenilikçi uygulamalarla rakiplerinin önüne geçilmesi hedeflemektedir.
Ülkemiz safran üretimi yapan rakip ülkelere göre birçok avantaj barındırmaktadır. Bu üstünlüklerinin farkında olan ekibimiz, safran üretiminin yaygınlaşmasını sağlamaya başlarken bir yandan da Ar-Ge çalışmaları sonrası safranlı katma değerli ürünler ile pazarda yer alacaktır. Safranlı gıda takviyeleri, cilt kremleri gibi kozmetik ürünler, ilaç sanayi ham maddesi gibi çeşitli ürünler ile büyümeye ve ulusal - uluslararası yatırım turlarımıza farklı alanlarda da devam etmeyi hedeflemekteyiz.
Projemiz Türkiye’nin en büyük safran plantasyonunu kurma amacındadır. Safran aynı arazide 5 yıl süreye kadar yaşayıp verim verebilen bir bitkidir. Bu sebeple tohumluk safran soğanı ürünümüzün optimum verimlilik süresi 5 yıldır. Biz de kurulan plantasyonumuzdan tohumluk satılacak ürünlerimizi 3. yıl ortasında üretmiş olacağız.
Safran üretiminin ve ticaretinin yapıldığı her ülkede “Kırmızı Altın / Red Gold / Golden Condiment” olarak adlandırılmasına neden olmaktadır. Safranın çok yönlü tarımsal ürün olmasından dolayı fonlanan şirket 1 bitki üretimi için yapılacak yatırım ile 4 farklı ürün elde edecektir.
Üretilen bu ürünler şirket tarafından ulusal ve uluslararası pazara satışa sunulacaktır. Safran satışı ve yan ürünlerini kullanarak, safran ürünleri satan şirketlere satışlar gerçekleşecektir.
Üretilen tohumluk safran soğanları, ülkemizde safran ziraatini yaygınlaştırma hedefimizin bir çıktısı olarak, sözleşmeli üretime başlamak isteyen girişimcilere satılacaktır. Ayrıca kayıt altında, kalibreli, temiz, güvenilir şekilde üretilip paketlenen ürünlerin yurtdışına ihraç hedefine katkı sunması planlanmaktadır. Çünkü uluslararası pazarda da güvenilir tohumluk safran soğanı bulmak önemli problemlerden birisidir.
Ekibimizin tıbbi- aromatik bitkiler ve safran üretimi ile ulusal ve uluslararası pazarlama deneyimine sahip olması piyasadaki gücümüzü arttıran avantajlardandır.
Teknik Danışman / Ziraat Mühendisi / Safran Uzmanı
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden mezun oldu. Renkli pamuk ıslahında 2 adet pamuk çeşidini (varyetesi) tescil ettirerek, patentini almıştır. Doğal Renkli Pamuk Varyetelerinin (Akdemir ve Emirel) Islahı ve Tescili için Hizmet Ödülü, Doğal Bilimler Alanında Proje Birincilik Ödülü, ÖSYM Sınav Merkezinde 15 yıl Yöneticilik için Hizmet Ödülü gibi birçok ödüle sahiptir. TÜBİTAK’ta Doktor Asistan olarak çeşitli projelerde çalıştı. Tıbbi - Aromatik Bitkilerin Üretimlerinde; İyi Tarım Uygulamaları (İTU), GlobalGAP, Rainforest Alliance gibi sertifkalandırma yapmıştır. IFA Entegre Çiftlik Güvencesi Taze Ürün Üretiminde Eğitimi, Entegre Zirai Mücadele Eğitimi, Organik Tarım Eğitimi gibi eğitim sertifikaları bulunmaktadır. Almanya Justus Liebig Universitat Giessen Ziraat Fakültesinde burslu araştırmacı olarak çalıştı. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Ödemiş MYO’da Yöneticilik ve Öğretim Üyesi olarak çalışmış olup, 115 adet tarımsal yayını bulunmaktadır.
Akademik Danışman
Dr. Çabuk, 2005 yılında doktora derecesini almış ve halen ESOGÜ’de profesörlük kadrosunda endüstriyel biyoteknoloji ile ilgili çalışmalarına devam etmektedir. Rektör yardımcılığı, anabilim dalı başkanlığı ve Teknoloji Transfer Ofisi Kurucu Müdürlüğü idari görevlerini üstlenmiştir. 27 lisansüstü tez danışmanlığı yapmıştır. TUBİAK ve ulusal fon destekli 40’ın üzerinde projede yürütücü ve araştırmacı olarak yer almıştır. Uluslararası ve ulusal hakemli dergilerde 94 yayın, 9 kitap bölüm yazarlığı ve 100’ün üzerinde sempozyum bildirileri mevcuttur ve h-indexi 24’tür. Tescillenmiş 2 tane, başvuru aşamasında 1 tane olmak üzere toplamda 3 patenti bulunmaktadır. 2015 yılından bugüne Microbiota Biyoteknoloji San. Tic AŞ. Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütmektedir.
Kurucu Ortak
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Eğitim İletişimi ve Planlaması Bölümü’nden mezun oldu. Uzun yıllar İngiltere’de medya sektöründe çalıştı. Türkiye’ye döndükten sonra kamu sektöründe hali hazırda devam eden birçok sürdürülebilir kırsal kalkınma projeleri hazırladı. Eskişehir'in en büyük lavanta üretim alanını hayata geçirdi. 2022 yılından bu yana Eskişehir'de safran üretimi gerçekleştirmektedir.
Kurucu Ortak
1997 yılında başlayan iş hayatına, aile şirketlerine bağlı eğitim kurumlarında satınalma yöneticisi olarak devam etmektedir. Çocuk gelişiminde ziraatın önemini görev yaptığı eğitim kurumlarında gözlemlemiştir. 2011 yılında TOBB Eskişehir Kadın Girişimciler Kurulu İcra Kurulu üyeliğine başlayarak girişim dünyasına adımını atmıştır. O yıldan günümüze birçok kadın girişimcinin projesini hayata geçirmesine katkı sunmuştur. 2022 yılında Eskişehir Ticaret Odası Meclis Üyesi seçilmiştir. Kadın girişimcilik ekosisteminde çalışmalarına devam etmektedir.
Lider Girişimci / Yönetim Kurulu Başkan Vekili
2005 yılında başlayan iş hayatı inşaat ve gayrimenkul alanında satış üzerine yoğunlaşmıştır. 2008 yılında süt üretimi ile ilgili ilk tarımsal girişimini kurmuştur. Satış ve pazarlama konularındaki uzmanlığını 2021 ve 2022 yıllarında yaptığı tarım yatırım ve girişimlerinde kullanmaya devam etmektedir.
Yönetim Kurulu Başkanı
Bankacılık ve finans uzmanlık alanıdır. Üç farklı kamu ve özel bankada 12 yıl kurumsal ve ticari bankacılık alanında görev yapmıştır. Halen Reinves Capital Genel Müdürlüğü görevini sürdürmektedir.
Yönetim Kurulu Üyesi
2013 yılında Anadolu Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümünden mezun olan Emre, yüksek lisansını ise Yönetim ve Organizasyon üzerine yapmaktadır. 2017 yılında Avrupa Birliği tarafından finanse edilen “Ankara Girişimcilik Ekosisteminin Geliştirilmesi” projesine katılmış ve ikincilik kazanmıştır. Nar Kuluçka Merkezi ve Nar Atölye’nin kuruluşunda yer almış ve yöneticiliğini yapmıştır. Anadolu Üniversitesi Arinkom TTO Girişimcilik Koordinatörlüğü görevini 4 sene başarıyla sürdürmüş ve ANAÇ Kuluçka Merkezi’nde birçok hızlandırıcı program yürütmüş ve yüzlerce girişimciye temas etmiştir. Kurulduğu günden itibaren fonbulucu’nun bir parçası olan Emre aynı zamanda fonbulucu Yatırım Komitesi üyesidir. Yeni nesil girişimcilik ve yatırım merkezi olan fonprime genel müdürü olan Emre Akgümüş, halen çeşitli devlet ve özel kurumlarda eğitmenlik, mentorluk ve danışmanlık hizmetlerine devam etmektedir.
Genel Koordinatör
2013 yılında çalışma hayatına mimar olarak başlamıştır. Mimarlık ve inşaat üzerine kurulu olan aile firmalarında mimarlığın yanı sıra şirket yönetim görevlerini yerine getirmiştir. Tarım girişimlerine 2015 yılında ilgi duymaya başlamış, gerekli araştırmalardan sonra 2016 yılında kuşkonmaz yatırımı ile ilk tarım girişimini hayata geçirmiş, 2020 yılında şirketleşmiştir. 2022 yılında Eskişehir'de kurulan Türkiye'nin en 2. büyük safran plantasyonunun kurulumunda görev almıştır. 2022 yılından itibaren tarım ve gıda sektöründe çalışma hayatını devam ettirmektedir.
Önemli Açıklama
Sermaye piyasalarında yapacağınız işlemler sonucunda kar elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de bulunmaktadır. Bu nedenle, işlem yapmaya karar vermeden önce, piyasada karşılaşabileceğiniz riskleri anlamanız, mali durumunuzu ve kısıtlarınızı dikkate alarak karar vermeniz gerekmektedir.
Bu amaçla, lll-35/A.2 sayılı "Kitle Fonlaması Tebliği"nin 14‘üncü maddesinde öngörüldüğü üzere "Kitle Fonlaması Faaliyetleri Genel Risk Bildirim Formu’nda yer alan aşağıdaki hususları anlamanız gerekmektedir.
Uyarı
İşlem yapmaya başlamadan önce çalışmayı düşündüğünüz kuruluşun, Kurulca kitle fonlaması faaliyeti yürütmesi uygun görülen platformların yer aldığı listede bulunup bulunmadığını kontrol ediniz. Listede yer alan platformların bilgilerine www.spk.gov.tr web sitesinden ulaşabilirsiniz.
Bilgi formları Sermaye Piyasası Kurulu’nun onayına tabi değildir.
Risk Bildirimi
İşlem yapacağınız platform ile imzalanacak "Üyelik Sözleşmesi’nde belirtilen hususlara ek olarak, aşağıdaki hususları anlamanız çok önemlidir:
İşbu Kitle Fonlaması Faaliyetleri Genel Risk Bildirim Formu, müşteriyi genel olarak mevcut riskler hakkında bilgilendirmeyi amaçlamakta olup, kitle fonlaması faaliyetlerinden kaynaklanabilecek tüm riskleri kapsamayabilir. Dolayısıyla tasarruflarınızı bu tip yatırımlara yönlendirmeden önce dikkatli bir şekilde araştırma yapmalısınız.
Yukarıdaki tüm hususları okuyup, anladığımı; işbu esasların uygulanması sırasında Platformun kusuru veya ihmali nedeniyle doğabilecek zararlarımı talep ve dava haklarım saklı kalmak kaydıyla özgür iradem sonucu bu " Kitle Fonlaması Faaliyetleri Genel Risk Bildirim Formu"nu imzaladığımı ve bundan sonra Sözleşmeyi imzalayarak Formun bir örneğini aldığımı kabul ve beyan ederim.